Hoşgeldiniz.Sitemiz bu tarihten itibaren yeniden güncelleniyor.İlginiz için teşekkür ederiz.
Google'dabu sitede

41-islam-ilmihali-Hacc-Bahsi-4

search,arama motorları,arapça dersleri,arapça seti indir,ilahiyat arapça,arapça pdf


KİRAN HACCI
Kıran, Lügatta; iki şeyi bir araya getirmek demektir.

Şer'an ise; hacc ve umre için birlikte ihlal yapmak yâni; yüksek sesle telbiye getirmektir.

Kıran Haccı Şöyledir: Kişi Mikata varınca hem umreye, hem hacca niyet getirerek ihrama girer ve ihramın sünneti' olan namazdan sonra:

"Allah'ım! Hacc ile umreyi birlikte yapmak istiyorum. Onları bana kolaylaştır ve benden kabul buyur" diye dua eder.

KIRAN HACCININ HÜKMÜ: Kıran haccı, Temettü haccı ile ifrad haccından daha iyidir.

Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:

"Ey Muhammed'in akrabaları! Hac ile Umreye bir likte başlayın."

(Tahavi (şerh-(El-Asar)de rivayet etti.)

Enes (r.a)'den şöyle rivayet edilmiştir: Rasulullah (s.a.s)'i Hacc ile Umre'nin her ikisine birden niyyet ederken ve:

"Lebbeyke Umreten ve haccen (Umre ve hacca niyyet ettim)" derken işittim.

(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)

Hz. Ömer (r.a)'den şöyle rivayet edilmiştir:

Rasululla(s.a.s)'i "Vadi'l Atik"de şöyle derken işittim:

"Bu akşam Rabbim tarafından biri (Cebrail (a.s) geldi ve:

"Şu mübarek vadide namaz kıl, ashabına da Hacc ile umreye niyet etmelerini söyle!" dedi."

(Buhari, Ebu Davud, Ahmed)

Kıran haccınm temettü haccı ile ifrad haccmdan daha iyi olmasının bir diğer sebebi ise; Kur'anda hac ile umre ibadetlerinin ikisi de bulunduğu için o da hem oruç tutmak hem itikafa girmek veya hem sınırda nöbet tutmak hem gece namazı kılmak gibidir.


KIRAN HACCI İLE İLGİLİ HÜKÜMLER
1- Daha önce yalnız umre niyetini getirip ihrama giren kimse eğer tavaftan dört tur daha yapmamışsa, hac niyetini de getirerek umresini Kıran Haccı'na dönüştürebilir. Çünkü tavafın çoğunu daha yapmadığı için umreye daha yeni başlamış sayılır.

2- Kişi ne zaman ve nerede hac ile umreyi birlikte yapmak isterse, ikisini birlikte yapabilmek için Allah'tan kolaylık dileğinde bulunur.

3- Kıran niyetini getiren kimse Mekke'ye girince, önce Umrenin tavaf ve say'ını yapar ve tavafı yaparken ilk üç turunu Remel yapar. Bundan sonra haccın amellerine başlayıp ifrad haccını yapan kimse gibi önce Kudüm tavafını, ondan sonra da say'ı yapar.

Allah (c.c): "Kim ki umreyi hacdan önce yapmaktan yararlanırsa... ."

(Bakara: 196) buyurarak umreyi hacdan önce zikretmiştir. Çünkü bu âyet her ne kadar Temettü hakkında ise de, Kıranda da umre hacdan önce yapıldığı için Kıran da Temettü hükmündedir.

Ziyad b. Malik (r.a), Ali ve İbn Mes'ud (r.a)'nın şöyle dediklerini rivayet etti:

"Kıran haccı yapan kimse iki defa tavaf eder ve iki defa sa'y yapar."

(İbni Ebu Şeybe "Musannefi"nde)

(İbni Türkümani "El-Cevher"in "Nakiy" kitabında "Bu hadisin senedi Sahihtir" dedi.)

4- Kıran da Umre ile hac arasında traş yoktur, kıranda traş ifrad da olduğu gibi ancak bayram günü olur.

Hz. Aişe (r.a)'dan Rasulullah (s.a.s)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:

"Beraberinde kurbanını getirmiş olan kimse, Hacc ile Umrenin her ikisine niyyet edip, ihrama burunsun ve her ikisinin ibadetlerini tamamlayıncaya kadar ihramda kalmaya devam etsin

(Buhari, Müslim, Ebu Davud)

5- Kıran haccında hem Umrenin, hem haccın tavaflarını yaptıktan sonra da say'larını yapmak caizdir. Çünkü böyle de yapılsa, vacipler yine de yerine getiril miş olurlar. Ancak böyle yapan kimse, Umrenin say'ını tehir, haccın da Kudüm tavafını takdim ettiği için iyi bir şey yapmış olmaz. Bununla beraber ona bir şey lâm gelmez.

6 - Kıran haccını yapan kimse, bayram günü Akabe emresini taşladıktan sonra bir kurban keser ki buna ıran kurbanı denilir. Eğer kurban kesmeye gücü yetmez eya kurbanlık hayvan bulamazsa Zilhiccenin yedinci ününden itibaren başlamak üzere daha hacda iken üç ün ve evine döndükten sonra yedi günki toplam on ün eder oruç tutması gerekir.

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

"Hacca kadar Umreden faydalanabilen (yâni; Temettü haccı yapan) kimseye kolayına gelen bir kurban kesmek, bulamayana, hac esnasında üç gün ve döndüğünüz de yedi gün, ki o tam on gündür oruç tutmak gerekir.

Bu, ailesi Mescid-i Haram'da oturmayan kimseler içindir.

Allah'tan sakının ve Allah'ın cezasının şiddetli olacağını bilin."



(Bakara: 196)

Bu nass her ne kadar Temettü haccını yapan kim se hakkında' ise de, Kıran haccı da Temettü haccı hükmündedir. Zira Temettü haccını yapan kimseye, hac günlerinde Umreyi de yaptığı için kurban lâzım gelir. Bu sebep ise Kıran haccında da mevcuttur.

Hac esnasında tutulması emrolunan üç gün orucu daha önce de tutmaya başlamak caiz ise zilhiccenin yedinci gününden itibaren tutmak daha iyidir. Çünkü oruç kurbana bedel olduğu için ilerde belki kurban kesmeye gücü yeter ümidiyle geciktirilmesi müstehaptır.

Şayet kişi daha Mekke'de iken, fakat bayram günleri geçtikten sonra, yedi gün orucu da tutmaya başlarsa caizdir. Çünkü âyette "Hacdan döndüğünüzde", "Haccı bitirdiğinizde" demektir. Çünkü memlekete döne bilmek haccın bitmesine bağlıdır. Bunun için hac bitince memlekete dönülmüş gibi olur.

7 - Bayram günlerinden önce oruç tutmayan veya tutamayan kimse için kurban kesmekten başka çare yoktur. Çünkü bu oruç kurbana bedeldir. Bedeller ise ancak şeriatçe belirtildiği şekilde yerine getirilir. Şeriat ise, bu orucun hac esnasında tutulduğu takdirde kurbana bedel olduğunu söylemiştir.

8 - Eğer Kıran haccı ihramına giren kimse, Mekke' ye uğramadan Arafat'a çıkarsa umreyi terk etmiş olur. Çünkü Arafat vukufu haccın amellerinden olduğu için artık umre yapmasına imkân kalmaz. Böyle yapan kimseye



Kıran kurbanı sakıt olur. Çünkü umreyi terketmiş olunca artık onu hac günlerinde yapamaz, ki ona Kıran kurbanı lâzım gelsin. Fakat umreye başladıktan sonra onu yarıda bıraktığı için ona hem umreyi yarıda bırakma kurbanı lâzım gelir, hem de yarıda bıraktığı umreyi kaza etmesi gerekir.


TEMETTÜ HACCI
Temettü: Bir yolculukta ve hac ayları içinde kişinin hem haccı, hem umreyi aralarında evine dönmeksizin yapmasıdır.

TEMETTÜ HACCININ HÜKMÜ: Temettü haccı ifrad haccından iyidir. Çünkü Temettü haccında Kıran haccında olduğu gibi- hac ile umre ibadetlerinin ikisi de hac aylarında yapılmış olur. Temettü haccında ayrıca ifrad haccında bulunmayan kurban kesme nüsükü de vardır.

İmran b. Husayn (r.a)'den;

"Allah'ın kitabında Temmettu âyeti nazil oldu. Biz de onu Rasulullah (s.a.s) ile birlikte yaptık. Kur'an bu nu haram kılmadı. Rasulullah (s.a.s) de âhirete teşrif edinceye kadar bunu yasaklamadı."

(Buhari, Müslim)


TEMETTÜ HACCI İLE İLGİLİ HÜKÜMLER
1 - Temmettu haccının keyfiyeti şöyledir: Kişi hac mevsiminde mikata varınca umre niyetini getirip ihrama girer ve ve Mekke'ye girerek umre için tavaf ile sa'y yapar. Sonra başını ya tamamen traş edip ya da saçını makasla kısaltıp ihramdan çıkar.

Salim b. Abdillah (r.a)'den; Abdullah b. Ömer (r.a) dedi ki:

"Rasulullah (s.a.s) veda haccında umreyi hac ile beraber yapmak suretiyle temettü etti. Kurbanlık aldı ve Zul-Huley fe' den beraberinde götürdü. Rasulullah (s.a.s) önce umre için telbiye getirdi. Sonra da hac için telbiye getirdi. Sahabiler (Mikat'ta) Rasulullah (s.a.s) ile birlikte umre için ihrama girmek suretiyle tekrar hac için ihrama girinceye kadar temettü yaptılar. Ashab-ı Kiram'dan kurbanlık sevk edenler bulunduğu gibi sevk etmeyenler de vardı. Rasulullah (s.a.s) Mekke'ye geldiğinde hacılara şöyle ilan etti:



"Sizden herhangi bir kimse kurban sevk etti ise (İhramlarında kalsınlar) kendilerine haccı edâ edinceye kadar ihramlıya işlemesi haram olan şeylerden hiçbiri helâl olmaz. Sizden kurbanlık sevk etmeyenler ise Bey t'i tavaf ve Safa ile Merve'yi sa'y etsin. Saçından kestirip ihramdan çıksın. Sonra (Arafat'a çıkılacağı zamanda) hac için ihrama girsin ve kurbanlık sevk etsin. Kurban bulamayan kişi de hac sırasında üç gün, ailesinin yanı na döndükten sonra da yedi gün (olmak üzere tam on gün) oruç tutsun."

(Buhari, Müslim)

İbni Abbas (r.a) Ebu Süfyan'm oğlu Muâviye (r.a)'nın kendisine şöyle haber verdiğini söyledi:

"Ben, Rasulullah (s.a.s) Merve üzerinde bulunurken

saçını (makas ile) kısalttım, yahut Rasulullah (s.a.s) Merve üzerinde iken makas ile kendi saçından biraz kısaltırken gördüm" dedi.

(Buhari, Müslim)

İbni Abbas (r.a)'den; dedi ki:

"Rasulullah (s.a.s) Mekke'yi fethettiğinde sahabelerine Beyt'i tavaf edip Safa ile Merve arasında sa'y yaptıktan sonra saçlarını traş ettikten veya makasla kısalttıktan sonra ihramdan çıkmalarını emretti."

(Buhari)

2- Temettü'de kişi Kabe'yi tavafa başlayınca telbiyeyi keser.

İbni Abbas (r.a)'den;

-"Rasulullah (s.a.s) umrede Hacer-i Esved'i istilâma başlayınca telbiyeyi keserdi."

(Tirmizi rivayet etti ve:

"Sahih" dedi.)

3- Temettü'da kişi umreyi yaptıktan sonra Mekke' de ihramda olmayarak oturur. Zira umreyi bitirince ihramdan çıkmışolur. Zilhicce ayının sekizinci günü, Mescid-i Haram'da bu sefer hac için niyet getirip ihrama girer. Aslında şart olan, Haram'ın sınırları içinde ihrama girmektir. Mescid-i Haram'ın kendisi şart değildir. Zira bu kimse de Mekke halkı hükmündedir- Mekke halkının hac mikatı ise Haram sınırlarının içidir. Ondan sonra İfrad haccını yapan kimsenin yaptığı gibi yapar. Fakat İfrad haccını yapan kimse, haccın rüknü olan ziyaret tavafında Remel yapmadığı ve tavaftan sonra Safa ile Merve arasında sa'y yapmadığı halde bir kimse, haccının ilk tavafı olduğu için ziyaret tavafında Remel yapar ve ondan sonra da Safa ile Mere arasında sa'y yapar. Ancak eğer Mina'ya hareket etmezden önce tavaf ve.

ondan sonra Safa ile Merve arasında sa'y yapmış ise ziyaret tavafında Remel ve Tavaftan sonra sa'y yapmaz. Ve bu kimseye Temettü haccı yaptığı için Temettü kurbanı lâzım gelir. Şayet kurban kesmeye gücü yetmezse hac esnasında üç gün ve evine döndükten sonra da yedi gün olmak üzere toplam olarak on gün oruç tutması gerekir.

İbni Abbas (r.a)'dan rivayet edildiğine göre: Kendisine Temettü haccmdan sormuşlardı. Şöyle cevap vermişti:

"Veda Haccında Muhacirler, Ensar ve Rasulullah (s.a.s)'in zevceleri Hacc için niyyet edip, ihrama girmiş lerdi. Biz de aynı şeyi yapmıştık. Mekke'ye vardığımız vakit Rasulullah (s.a.s):

"Niyy etinizi umreye çeviriniz. Ve yalnız umreyi yapınız. Ancak kurbanını hazırlamış olanlar müstesna" buyurdular. Biz de Beyt'i tavaf ettik. Safa ile Merve arasındaki say'ımızı yaptık ve kadınlarımızın yanına gelerek (saçlarımızı kestikten sonra ihramdan çıktık) ve elbiselerimizi giydik.

Rasulullah (s.a.s):

"Kurbanını hazırlamış olan, kurban yerine varın caya kadar (yâni; Minâ'da onu kesinceye kadar) ihram dan çıkmasın" buyurdu. Sonra terviye gecesi yâni; Zilhiccenin sekizinci gününde hacca niyyet etmemizi emretti. Hacc menâsıkini yaptıktan sonra gelip Beyt'i tavaf etmemizi emretti. Menâsıki yaptıktan sonra gelip Beyt'i tavaf ettik. Ve Safa ile Merve arasında sa'y ettik. Bu suretle üzerimize kurban vâcib olarak haccımızı tamamladık."

Allah (c.c) buyuruyor ki:

"Kim hacca kadar umreden faydalanırsa, kolayına gelen bir kurban kesmek gerekir. Bulamayana da hacc esnasında üç gün, evinize döndüğünüzde de yedi gün olmak üzere tam on gün oruç tutmak lâzımdır."

(Bakara: 196)

Koyun bir kurban yerini tutar.

Bunun üzerine aynı yılda iki ibâdeti yâni; hacc ile umreyi birleştirdiler. Çünkü Allah (c.c) bunu kitabında böyle inzal etti. Rasulullah' da öyle sünnet kıldı. Ve Mekke'de oturmayanlara bunu mübâh kıldı.

Allah (c.c) şöyle buyuruyor: "Bu, ailesi Mescid-i Haram'da ikâmet etmeyenler içindir."

(Bakara: 196)

(Buhari, Müslim, Ebu Davud)

Eğer kişi Şevval ayında üç gün oruç tuttuktan sonra Temettü ihramına girerse, Şevval ayında tuttuğu oruç, hac esnasında tutması gereken üç gün orucun yerine geçemez. Çünkü bu oruç kurbana bedel olduğu için ancak Temettü ihramına girmekle vacip olur. Halbuki kişi bu orucu tutarken ihramda değildi. Daha vacip olmamış olan bir ibadeti yapmak ise geçerli değildir. Fakat eğer ihrama girdikten sonra Mekke'de tutarsa, henüz tavaf yapmamış olsa bile caizdir. Çünkü kişi ihrama girdikten sonra tuttuğu için kendesine vacip olduktan sonra tutmuş sayılır. Ayetteki "hac esnası" deyiminden de murat hac aylarıdır. Bununla beraber bu orucu son günlere bırakmak sünnete uygun olduğu için daha iyidir.

5- Eğer Temettü ihramına girmek isteyen kimse be raberinde kurban götürmek isterse, ihrama girer ve kur banlığını beraberine alıp yola çıkar ki en efdalı da böyle yapmaktır. Zira Rasulullah (s.a.v) kurbanlarını beraber götürmüştür. Hem de kurbanlığı beraberinde olan kimse daha hazırlıklı olur ve işini daha çabuk görür.

Salim b. Abdillah (r.a)'den: Abdullah b. Ömer (r.a) dedi ki:

"Rasulullah (s.a.s) Veda Haccında umreyi hac ile beraber yapmak suretiyle Temettü etti. Kurbanlık aldı ve Zul-Huleyfe'den beraberinde götürdü."

(Buhari, Müslim)

6- Kurbanlık deve veya sığır olduğu zaman boynuna nal, matara gibi bir şey bağlanır.

İbni Abbas (r.a)'dan;

"Rasulullah (s.a.s) öğlen namazını Zul-Huleyfe'de kıldırdı. Sonra kurbanlık dişi devesinin getirilmesini emretti. (Deve getirilince) onun hörgücünün sağ yüzeyin de bir çizik açtı ve kanını biraz çıkarıp üzerini nişanladı. Devenin boynuna da iki nal takarak gerdanladı.

Sonra Rasulullah (s.a.s) binek devesine bindi. Deve ken disini Beydâ mevkiine doğru yükselttiği zaman Rasulullah (s.a.s) hacc niyetiyle telbiye duasını yüksek sesle okudu."

(Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbni Mace)

7- İmam Ebu Yusuf ile İmam Muhammed'e göre, kurbanlık eğer deve olursa nişanlanır. İmam Ebu Hani fe'ye göre ise, nişanlamak mekruhtur.

Nişanlamak: Devenin kurbanlık olduğu bilinsin diye hörgücünü, sol veya sağ yanının alt tarafından yarıp kanı ile deveyi boyamaktır.

Mervan (r.a)'den;

"Rasulullah (s.a.s) Hudeybiye olayı esnasında Ashab'tan bin küsur kişi ile çıktı. Zul-Huleyfe'ye geldiğinde Rasulullah (s.a.s) kurbanını kilâdeledi, nişanladı ve umre yapmak niyeti ile ihrama girdi."

(Buhari, Ebu Davud, Ahmed)

İmam Ebu Yusuf ile İmam Muhammed: Kurbanlık develeri nişanlamak iyidir. Çünkü bir suyun başına indiği zaman kovulmasın veya kaybolduğu zaman onu gören sahibine geri versin diye kurbanlık devenin boynuna nişan bağlanır. Bu maksat ise nişanlamakla daha fazla hâsıl olur. Çünkü boynuna bağlanan herhangi bir şey düşebilir. Vücudunda açılan nişan ise sabittir. Bunun için nişanlamak sünnettir. Fakat hayvana işkenece verdiği için biz ona "sünnet" değil "iyi" diyoruz, demişlerdir.

İmam Ebu Hanife de: "Nişanlamak bir işkencedir. İşkence ise nehyedilmiştir. Rasulullah (s.a.s) kurbanlıklarını nişanlatması ise onları kaybolmaktan korumak içindir. Çünkü müşrikler yalnız nişanlanmış olan kurbanlıklara dokunmazlardı" demiştir.

Kimisi; "İmam Ebu Hanife ancak zamanındaki insanların kurbanlıkları nişanlamalarına mekruh demiştir. Zira onun zamanında nişanlamada o kadar aşırı giderlerdi ki, açılan yaranın kangıranlaşıp etrafa dağılmasından korkulurdu" demiştir.

8 - Kurbanlığı öne katıp sürmek onu arkadan çekmekten daha evlâdır. Çünkü Buhari ve Müslim"de geçen hadise göre Rasulullah (s.a.s) Zul'Huleyfe'de ihrama girerken kurbanlıkları beraberinde olup önünde sürülüyordu.

Ancak eğer sürme ile gitmiyorsa, o zaman yularından tutulup arkadan çekilir.

9 - Kurbanlığım beraberinde götürmeyen kimse umre yaptıktan sonra ihramdan çıkabilir. Ve haccın ihramına girer. Şayet daha önce de haccın ihramına girerse caizdir. Hatta ne kadar da erken girerse o kadar iyidir. Çünkü erken girmede hem ibâdete karşı aşırı istek duygusu hem de daha fazla istek vardır. Kurbanlığını beraberinde götüren kimse ise umre yaptıktan sonra haccı -nı da yapmadıkça ihramdan çıkamaz.

Çünkü Rasulullah (s.a.s) Buhari ve Müslim'de geçen bir hadiste şöyle buyurmuştur:

"Eğer ben, şimdi bildiğimi başlangıçta bilseydim, kurbanlıkları beraber getirmez ve içinde bulunduğum ihramı umre yaparak ihramdan çıkardım."

Bundan ise, kurbanlığını beraber götüren kimsenin haccı da bitirmedikçe ihramdan çıkmadığı anlaşılmaktadır.

Hz. Aişe (r.a)'dan; Rasulullah (s.a.s)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:

"Beraberinde kurbanını getirmiş olan kimse, Hacc ile Umrenin her ikisine niyyet edip, ihrama burunsun ve her ikisinin ibâdetlerini tamamlayıncaya kadar ihramda kalmaya devam etsin."

(Buhari, Müslim, Ebu Davud)

Kurbanlığını beraber götüren kimse, bayram günü traş olunca her iki ihramdan da çıkmış olur. Zira namazdan nasıl selâm ile çıkılıyorsa, ihramdan da traş ile çıkılır.

10- Mekke halkı için ne Kıran ne de Temettü haccı yoktur. Mekke halkı ancak İfrad haccını yapabilirler.

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

"Kim hacca kadar umreden faydalanırsa, kolayına gelen bir kurban kesmek gerekir. Bulamayana da hacc esnasında üç gün, şehrinize döndüğünüzde de yedi gün olmak üzere tam on gün oruç tutmak lâzımdır. Bu, ailesi Mescid-i Haram'da ikâmet etmeyenler içindir."

(Bakara: 196)

Kıran ile Temettü haccı kolaylık olsun diye hacc ile umresinin ikisini bir yolculukta yapmak olduklarına göre buna ancak dışarıdan gelenler muhtaçtırlar. Mikatlarla Mekke arasında oturanlar da Mekke halkı hükmünde olup onlar için de Kıran ile Temettü hacları yoktur. Fakat eğer kişi Mekke halkından olup da Küfe'ye gitmiş ise, Kıran haccını yapabilir. Çünkü o da mikata tâbi olduğu için dışarıdan gelenlerin hükmündedir.

11- Temettü ihramında olan kimse, eğer beraberin de kurbanlık götürmemişse umresi bittikten sonra eğer evine dönerse, Temettü'u bozulmuş olur. Çünkü bu kimse beraberinde kurbanlık götürmediği için umreyi bitirince ihramdan çıkmış olur. ihramda değilken evine uğradığı için umre ile haccı birbirinden ayırmış olur. Temettü ise umre ile haccın bir yolculukta yapılması demektir. Bunun için Temettü'u bozulur.

Tahavi'nin "Ahkam-ül Kur'an" adlı kitabında, Râzi' nin "Ahkam-ül Râzi" kitabında şöyle rivayet vardır. Said b. Müseyyib, Atâ, Tavus, Mücahid, Nehai (r.a):

"Temettü haccı yapan kimse umre yaptıktan sonra evine dönerse Temettü'u bozulmuş olur" demişlerdir.

12- Temettü ihramında olan kimse, eğer beraberin de kurbanlık götürmüş ise, umresinin bitmesiyle ihram dan çıkmadığı için İmam Ebu Hanife ile İmam Ebu Yu suf'a göre: Evine uğramasının sakıncası yoktur.

İmam Muhammed ise: Temettu'u bozulur. Çünkü o zaman umre ile haccı ayrı yolculuklarda yapmış olur, demiştir.

İmam Ebu Hanife ile İmam Ebu Yusuf ise: İhramdan çıkmadığı için, geçici olarak evine uğraması yolculuk vasfını kaldırmış olmaz.

13- İhrama girmek isterken aybaşı haline giren kadın yıkanıp ihrama girer ve hac yapan kimsenin yapmak zorunda olduğu her şeyi yapar. Ancak kandan temizlenip gusledinceye kadar, Kabe'yi tavaf edemez.

Hz. Aişe (r.a)'dan;

"Mekke'ye hayızlı olarak vardım. Bey t'i tavaf etmediğim gibi, Safa ile Merve arasında da sa'y etmedim."

Bunu Rasulullah (s.a.s)'e arzedince buyurdular ki:

"Hacceden kimsenin bütün yaptıklarım yap, ancak temiz oluncaya kadar Beytullah'ı tavaf etme."

(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)

4 - Eğer kadın Arafat'ta vukuf ve Kabe'yi ziyaret tavafı yaptıktan sonra aybaşı haline girerse, veda tavafı yapmadan Mekke'den ayrılır ve ona bir şey de lâzım gelmez.

İbni Abbas (r.a)'dan;

"İnsanlara son işlerinin Beyt'e veda tavafı yapmak olduğu emrolundu. Lâkin bu tavaf hayız halindeki kadın hacılardan hafifletildi (onlara vâcib kılınmadı)."

(Buhari, Müslim)

Ebu Seleme ile Urve'den; Aişe (r.a) dedi ki:

-"Huyey'in kızı Safiyye, ifada tavafını yaptıktan sonra hayız oldu. Ben de onun hayızlık halini Rasulullah (s.a.s)'e arz ettim. Rasulullah (s.a.s)"Safiyye, bizi (yolumuzdan alıkoyup da burada)apis mi edecek?" buyurdu." Ben de:"Yâ Rasulullah! O, Mekke'ye inmiş ve Beyt'i taaf etmiş olup, farz tavaftan sonra hayız oldu" dedim. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s):

"Öyle ise haydi hareket etsin" buyurdu.

(Müslim)

15- Hac bittikten sonra Mekke'de kalmak isteyen kimseye Veda tavafı yoktur. Çünkü Veda tavafı, haccı bitirip evlerine dönmek isteyenlere mahsustur. Ancak eğer Mekke'de kalmaya bayramın üçüncü gününden sonra niyet ederse, o zaman Mekke'de kalsa bile Veda tavafını yapmak zorundadır. Çünkü bayramın üçüncü günü haccın menasıki bittiği için Veda tavafının vakti girmiş olur. Veda tavafının vakti girdikten sonra ise, Mekke'de kalmaya niyet etmekle vûcubu sakıt olmaz.

16 - Temettü haccını yapmakta olan bir kimse bayramda bir koyun kurban ederse kendisine lâzım gelen Temettü kurbanı yerine geçmez. Zira kendisine lâzım gelen kurban Temettü kurbanıdır. Verdiği kurban ise, bayramda verilmesi gereken normal olan kurbandır.

0 yorum :

Yorum Gönder